Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin, Rize İsmail Kahraman Kültür Merkezi’nde İlim Yayma Cemiyeti Vakfınca düzenlenen “Yeni Türkiye’nin Eğitim Ufku” konulu konferansta yaptığı konuşmada, Türkiye’nin dünyanın gidişatını iyi okuduğunu ve çağa ayak uydurduğunu, bunu yapamayan ülkelerin dünyayı 150 yıl geriden takip ettiğini söyledi.

Dünyada, yürütmenin güçlendirildiği bir sürecin yaşandığını belirten Tekin, “Hızlı karar verilmesi gerektiği, kararsızlıkların, bir dakikalık gecikmenin ülke ekonomisini felakete sürükleyeceği bir süreci yaşıyoruz. Bu süreçte iki başlı bir hükümet oluşturursanız, bir tarafta parlamenter sistemin doğasından kaynaklanan kabine, bir tarafa da sorumsuz ve yetkisiz cumhurbaşkanını koyarsanız, karşınıza çıkan anlık problemlere çözüm üretemezsiniz. İki gücün kavga ettiği bir ortamda hızlı karar verip sürece ayak uyduramazsınız” ifadesini kullandı.

Tekin, yeni Türkiye’de özgürlükçü bir eğitim felsefesinin inşa edilmesi gerektiğini vurguladı.

Eğitim sisteminin dayatmalardan kurtarılması gerektiğini anlatan Tekin, şöyle konuştu:

“Çocuklarınız, her gün sabah okula gittiğinde modern insan; başı açık, iki çocuklu. Bütün ilkokul kitaplarındaki resimler böyle. Cahil insan figürünü koyduğunuz zaman, başörtülü ya da çarşaflı bir kadın, 5-6 çocuklu bir resim. Bunların hepsi, hepimizin tartışması ve müfredatımızdan ayıklamamız gereken, önemli, modern devletin dayattığı, modern psikolojisinin doğal sonucu olan ifadeler. İlkokula giden çocuk şöyle düşünüyor; ‘Modern olmak için başı açık, modern bir aile olmak için iki çocuk olması gerekiyor. İki çocuktan fazlası moderniteyle çelişir.’ Ders kitaplarında dayatmalar çokça yer alıyor. Çocuğunuza diyorsunuz ki ‘Sen artık uluslararası ticaret yapacaksın, istediğin her yerde eğitim alabilirsin.’ Ders kitapları diyor ki ‘Sizin bu etrafınızdaki ülkeler var ya hepsi düşmanımız. Yunanistan, İran, Irak, Suriye düşman. Peki o çocuk nasıl uluslararası ilişki kuracak? Uluslararası alanda etkin olacak? Eğitim sisteminin bütün dayatmalardan, müfredatın bütün bu ideolojik koşullandıran ifadelerden arındırılması gerekiyor.”

Müfredatla ilgili çalışmalar

Yusuf Tekin, müfredatın çağın referans değerleriyle örtüşmeyen, ötekileştirici, ayrıştırıcı içerikten ayıklanması için çalıştıklarını bildirdi.

Bu sürecin devam ettiğini aktaran Tekin, şunları kaydetti:

“Öğretmen arkadaşlar eleştirebilir. Hala elimizdeki kitaplarda şöyle bir ifade var. Bir arkadaşımız, tarih kitabının fotoğrafını çekip göndermiş. Türkiye ile zararlı kuruluşlar arasında Robert Koleji sayıyor, 11’inci veya 12’nci sınıf tarih kitabından. Robert Koleji, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde, eğitim sistemi içinde bir okul. Böyle şeyler çokça var. Eğitim müfredatının bütün bu ifadelerden, ulus devletin zerk ettiği, aşıladığı ifadelerden arındırılması gerekiyor. Atılacak ikinci önemli adım, müfredatla alakalı. Bu çalışmalar yürüyor ama daha çok az bir kısmındayız. Az bir kısmı hayata geçirildi. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), bu konu üzerinde çalışıyor. TÜBİTAK, eğitim müfredatımızı yeniden bilimsel verilere göre tekrar dizayn ediyor.”

Daha sonra İlim Yayma Cemiyeti Vakfı Rize Şube Başkanı Necmettin Yavaşi, Tekin’e plaket takdim etti.

Kaynak : AA